Geçmişten Günümüze



Izmir, 16. yüzyılın başlarında Batı Anadolu’nun kıyı kasabalarından biriydi. Yüzyılın sonuna doğru, İstanbul’un kuru meyve ve çerez ihtiyaçlarını karşılamaya başladı ve bu şekilde iki kat büyüdü. Üzüm, incir, armut, badem, nar, kestane, kuru kayısı ve buna benzer diğer kuru meyveler İzmir’den İstanbul’a gönderilmeye başladı. Bu durum, İzmir’in ticarette gelişmesini sağladı. Bir süre sonra, İzmir’de ticari gemilerin ilgisini çekmek için bir iskele inşa edildi. Böylece Osmanlı ürünler İzmir’den tüm deniz limanlarına ve üretim merkezlerine, dökme ürünler genelde ihraç edilirken, bazı ürünler de iç piyasada el değiştirmek üzere nakledilmeye başladı, ancak bu yüksek hacimli ticaret, İzmir’e dengesiz fiyatlar, arz ve talepleri belirleyecek düzgün istatistiklerin eksikliği gibi sorunlar yarattı.

Geçmişten Günümüze



Bu sorunları çözmek için ilk olarak 1850 yılında Ticari Konsey ve onu takiben 1885 yılında da Ticaret Odası kuruldu. İzmir Ticaret Odası’nın yanı sıra İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Hollandalılar da İzmir’de kendi ticaret odalarını kurdular. Bu organizasyonlar, İzmir Ticaret Odası’ndan bağımsız olarak daha çok tüccarları bir araya getirmek için kulüp şeklinde faaliyet gösterdiler. Sonrasında Osmanlı İmparatorluğu 1886 yılında ilk yasal düzenlemeleri gerçekleştirdi. Çok fonksiyonel olmasa da, bu düzenlemeler şehirdeki ticari hayatı düzene sokmaya çalıştı. 1890’ların başında, İzmir’de, yasal statüde, modern bir Ticaret Borsası kurma tartışmaları ortaya atıldı ve bununla ilgili düzenlemeler getirildi. Uygun yer tespiti ve tüm hazırlıklar sonrası 13 Haziran 1892 Pazartesi günü, İzmir Ticaret Borsası Nişli Hacı Ali Efendi’ye ait binada törenle açıldı

BAZI KURUMEYVELER VE HAKKINDA BİLGİLER