Geçmişten Günümüze
Antik çağ boyunca, doğunun zengin tüccarları ticari rota üzerinde baharat taşıyan büyük kervanlarla Roma'ya gittiler. Roma ziyafetlerinde sunulan leziz yiyecekleri süsleyen aromalardı. Defne yaprağıyla olimpiyat kahramanlarının taçları örülüyordu; banyodan sonra baharat kokulu yağlar kullanılıyordu; baharatla tatlandırılmış şaraplar popülerdi; baharattan yapılmış tütsüler tapınaklarda yakılıyordu.
İnsanlık tarihi boyunca hiçbir gıda baharat kadar etkili olmamıştır. Başta beslenme olmak üzere birçok alanda kullanılan baharat çok eski çağlardan başlayarak uzun süre önemli ve pahalı bir ticari mal olmuştur. Baharatın tarihçesi insanlık tarihiyle iç içedir. Antik uygarlıklarda çok sayıda baharatın bilindiği, üretildiği ve çeşitli amaçlarla kullanıldığı bilinmektedir. Mezopotamya’da yapılan arkeolojik çalışmalarda karanfil, safran, hardal, rezene ve kekik gibi baharata ait izlere rastlanılmıştır. Baharat ticareti antik ve ortaçağda en değerli öğeler arasındadır.
Geçmişten Günümüze
Baharatın kullanımı insanlığın başlangıcına kadar uzanmaktadır. Baharat sayısız keşif ve buluşun kaynağı olmuş, tarihin önemli olaylarına yön vermiştir. Baharata verilen önem öylesine büyüktü ki bu önem zenginliğe, fetihlere, soykırımlarına neden oldu. Baharat, tarih boyunca hep tehlikeli bir tat olmuştur. Bazı coğrafi keşiflerin temel güdüsü, Batı dünyasında baharata duyulan açlıktı. Ülkeler onun için savaştı, ticaretini kontrol etmek amacıyla birbirlerini köleleştirdi, öldürdü. Baharat ticaretinden doğan savaşlar nedeniyle Amerika keşfedildi. İnsanoğlunun yüzyıllardan beri sofrasından eksik olmayan, yemeklerine lezzet katan küçük baharatın tarihi böylesine büyüktür.